Türkiye’de gelincik çiçeğine verilmiş olan “Gelincik” ismi, geleneksel Türk gelinliklerinin kırmızı olmasından gelir. Belki de gelinliklerde artık beyaz renk tercih edildiği için, “gayret kemeri” olarak da bilinen, kırmızı renkli, ipek tülden ya da kurdeladan yapılan gelin kuşağı, düğünde gelinin babası tarafından bir ritüel ile gelinliğin beline sarılıp bağlanarak, bu geleneği yaşatmaya devam eder.
Kuşaktan Kuşağa Gelen Gelin Kuşağı Adeti
Kırmızı renk, Anadolu’da yüzyıllardır önemli bir mana taşıyan semboldür. Evlilik, hem iki kişi arasındaki daimi birlik olarak özel bir nitelik taşır, bununla birlikte toplumun çekirdeği ve gelecek kuşakların kaynağı olduğu için tüm çevre, ilişkinin başından itibaren sürece yakın ilgi gösterir. Bu nedenle nesilden nesile aktarılan gelenekler, adetler ve ananeler düğün sürecinde hayatımıza girerler. Öyle ki çift, kendini çok güçlü bir ırmağa kapılmış gibi hisseder. Endişelenmek yerine tadını çıkarmaya bakarak bu süreç hasarsız atlatıldığında masmavi bir deniz ile birleşmek kaçınılmazdır. Evliliğin bereketi, uyumu ve çiftlerin mutluluğu çoğu adetin temel niyetini oluşturur. Böylece toplum, çeşitli aksesuarlar, ritüeller ve araçlar ile iyi dileklerini, çiçeği burnunda çift üzerinde birleştirir. Yeni bir insanla ortak bir gelecek kurarken karşılaşılan zorluklarda, çevrenin ve kültürün desteği çiftin umudu olur.
Gelin Kuşağı Çiftleri Birbirine Bağlar
Anadolu tarihinde Türk topluluklarında yeni gelin gelirken, kızın babası şal ve kuşağını güveye sarardı ve böylece “babalık velayetini” bırakmış olurdu. Gelin kuşağı, bu adetin şekil değiştirmiş bir türevidir. Beş santimetre kalınlığında kırmızı renkli bir kurdela, evlilik töreni veya düğün sırasında, gelinin babası veya abisi tarafından gelinin beline sarılır. İki kere bağlamadan sarılan kuşak, üçüncü dönüşte düğümlenir. Kuşağın ucunda küçük bir torbada para veya beşibirlik altın vardır. “Kızım sana söylüyorum, güveyim sen anla” manasında bu babasının kızına verdiği son paradır. Gelin kurdelası “Gayret kemeri” olarak da bilinir. Artık evinin tüm sorumluluğu ondadır, tabii ki işten kaçmak olmaz! Gayret kuşağı, gelinin evliliği için gayret göstermesi ve emek vermesi niyeti taşır. Gelin kuşağı saflık ve temizlik sembolü olarak da bilinir. Bu adetlerin gerçek içeriği ve anlamı bilindiğinde ve bu adetlere şekilci ya da fiziksel değil, duygularla ve niyetlerle yaklaşıldığında ilişkiye değer katmaları sağlanabilir. Önemli olan yeni ilişkide verilen sözlere ve beslenen duygulara sadık kalarak, sevgiyi yeşertmek, filizlendirmektir. Doğu Anadolu’da gelin kuşağı üç kez çözülüp tekrar bağlanır. Böylece gelinin yeni evine uğur getireceğine inanılır. Bu kuşak çeyiz sandığında saklanır ve gelinin ilk çocuğu doğduğunda kuşaktan bir parça kesilip bebeğin başına bağlanır.
İlginç Adetler
Azerbaycan’da damat, gerdek gecesi kızın belindeki kırmızı ipek kuşağı çözmek için hediyeler verir. Gelin hediyeleri beğenmezse kuşağı çözdürmez. Maalesef halen bazı yörelerde gerdek gecesi sabahı gelinin bekaretine ilişkin tartışmalar dillendirilir. Hatta gelinin bir eşeğe ters bindirilerek baba evine geri gönderilmesi gibi uygulamalar anlatılır. Tayvan yasalarına göre, damadın akraba ya da arkadaşlarından biri, gelinin bekaretini alarak damadı, bu sıkıcı ve istenmeyen görevden kurtarır. Guam’da erkekler için değişik bir meslek vardır. Bu mesleği yapan erkekler, şehir şehir gezerek bakire kızlarla para karşılığı ilişkiye girer ve bekaretlerini bozarlar. Bunun nedeni ise, Guam yasalarına göre bakirelerin evlenmesinin kesinlikle yasaklanmış olmasıdır. Gelenekler ve adetler bu denli farklılık gösterebiliyorsa, bu gelenekleri rencide etmek için değil, iyi niyetleri ve duyguları birleştirmek için kullanmak faydalıdır diyebiliriz. İnsanların hayatında bir dönüm noktası olan evlilik ve düğüne ilişkin ananeleri, içeriğini öğrenerek, karşılıklı güç vermek için kullanıp, evliliği güç yarışına döndürmeden karşılamak gerekir. Ailelerin ve yeni evlilerin güçlerini, iyi duygularını, geleceklerini, hayallerini birleştirerek, aşkla ilerleyeceğiniz bir evliliğiniz olsun.