İple çektiğiniz o güne sadece 1 gün kaldı… Eşinize kavuşmadan önce evinize veda vakti… Elinize kına yakıp, “Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” diye türkü söyleyeceksiniz. İşte o güzel gelenek, kına gecesi, yöreden yöreye değişen birçok adete sahip. Bu yazıda, başlıca kına gecesi adetlerinden bahsedeceğiz.
Kına gecesi, düğünden bir gün önce, kız evinde yapılır. Günümüzde, bazı aileler, kına gecesi organize eden mekanları da tercih etmektedir. Kına gecesine, ailenin yakınları ve gelinin kız arkadaşları çağrılır. Geleneksel olarak, gelin, evini terk edecek olduğundan hüzünlü bir gündür ve kına yakılırken hüzünlü türküler söylenir. Bunlardan en bilineni “Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” sözleriyle bildiğiniz türküdür.
Kınayı Erkek Tarafı Alır
Kına kız evinde yakılsa da, erkek tarafına düşen bazı sorumluluklar vardır. Kınayı erkek tarafı alır ve kınanın yakılacağı gün veya bir gece öncesinde gelinin evine teslim eder. Kına götürülürken, kına gecesi yenmesi için kuruyemiş de alınır.
Kına Gecesi Hazırlıkları
Kınanın yapılacağı gün, düğünün başladığını ilan etmek için, kız evine bayrak asılır ve kapı tüllerle süslenir. Erkek tarafının önceki gün getirdiği çerezler, tatlılar ve kına helvasından oluşan bir kına tepsisi hazırlanır. Kına gümüş veya bakır bir tepsiye koyulur ve tepsinin etrafı mumlarla çevrilir. Erkek tarafından gelen misafirler, hevesle karşılanır.
Kına Yakma
Tabii ki kına gecesi adetleri kınayı hazırlayıp misafirleri çağırmak ile bitmiyor. Gelin, yöreye göre değişiklik göstermek ile beraber, misafirleri şık bir tuvaletle karşılar. Kınanın yakılacağı zaman ise, “bindallı” adı verilen, kadifeden yapılan işlemeli kaftanını giyer. Başına ise kırmızı bir örtü örtülür. Kına, başından ayrılık geçmemiş, mutlu bir evliliği olan, annesi babası sağ, “başı bütün” diye adlandırılan bir kadın tarafından yakılır. Kına yakılırken, evlilikte hayatlarında hep bolluk olması dilenerek içine bozuk para atılır. Kına yakıldıktan sonra, gelin ortadaki bir sandalyeye oturtulur ve önde kına tepsisini taşıyan kadın, arkasında da genç kızlar, ellerinde mumlarla, acıklı türküler söyleyerek gelinin etrafında dolaşır. Bu türküler söylenirken amaç gelini ağlatmaktır. Eğer ağlamazsa, kocaya varmaya çok hevesli olduğu söylenerek dedikodu yapılır. Sonra, kına yakmak için geline gidilir. Elini açmazsa, “gelin elini açmıyor” diyerek erkek tarafından altın istenir. Erkek tarafından bir kadın gelinin avucuna altın koyar, gelin elini açar ve avucunun ortasına kına yakılır. Bundan sonra geline kırmızı bir kına eldiveni giydirilir. Kına yakıldıktan sonra, gelinin başındaki örtü açılır ve kına diğer misafirlere dağıtılır. Kına yakma bittikten sonra eğlenceli şarkılar çalınarak göbek atılır, eğlenilir.
Kına nasıl yakılırsa yakılsın, hangi kına gecesi adetleri uygulanırsa uygulansın, kına gecesi, gelin ve ailesi için hem hüzünlü, hem de mutluluk ve gurur verici bir gecedir. Bir yandan kızlarının evlerinden ayrılışının hüznünü yaşarken, bir yandan eşi ile yeni evinde mutlu bir hayat yaşayacak olmasının sevinci yaşanır. Birçok geleneğimiz gibi, kına gecesi de, kültürümüzün güzel bir parçası olan, devam ettirilmesi gereken bir gelenektir.